BİLDERBERG TOPLANTILARI
BİLDERBERG TOPLANTILARI, dünya çapında etkin siyasi liderlerin yanı sıra iş dünyası, basın-yayın ve akademi çevrelerinin en önde gelen uzmanlarının bir araya gelmesiyle yapılan yaklaşık 120-150 kişinin katıldığı yıllık, özel toplantılardır. Toplantılar ilk olarak Hollanda'nın küçük bir kasabası olan Oosterbeek'te 29-31 Mayıs 1954 tarihinde ilk toplantının yapıldığı Bilderberg Oteli'nden alır. Dünyanın yönetimi ve küreselleşme konusunda her yıl farklı ülkelerde toplantılar yapılır. Toplantıların öncüleri arasında yer alan sürgündeki Polonyalı siyasetçi Józef Retinger, Avrupa'da yükselen Amerikan karşıtlığından duyduğu rahatsızlık üzerine Atlantik birlikteliğini desteklemeyi amaçlayan uluslararası bir konferans çağrısında bulunur. Bu ilk konferansın görünen amacı ABD ve Batı Avrupa ülkeleri arasında politik, ekonomik ve askeri işbirliğini güçlendirmek için yapılması gerekenleri tartışmaktır. Retinger kendisi ile aynı fikirleri paylaşan zamanın Hollanda Prensi Bernhard, Belçika başbakanı Paul Van Zeeland, ve Unilever grubunun başında bulunan Hollanda vatandaşı Paul Rijkens ile Avrupa'da önerisinin desteklenmesini sağladı. Bir taraftan da o tarihte CIA'nin başında bulunan Walter Bedell Smith aracılığı ile Eisenhower'in danışmanlarından Charles Douglas Jackson'ı konu ile ilgilenmesi için ikna etti. Bu ilk toplantıya ABD ve Batı Avrupa ülkelerinden özenle seçilerek davet edilen, muhafazakar ve liberal görüşleri ile bilinen 50 kişi katılmıştır.
Bu ilk toplantının başarılı geçmesi üzerine organizasyonu düzenleyenler senede bir toplanmaya karar verdiler. Toplantı sonrasında Retinger'in daimi genel sekreterliğini üstlendiği kalıcı bir yönetim kurulu oluşturuldu. Ayrıca katılımcıların iletişim bilgileri kayıt altına alınıp birbirlerine özel olarak ulaşabilecekleri gayri resmi bir ağ oluşturuldu. Sonraki 3 yıl içindeki toplantılar Fransa, Almanya, Danimarka da yapıldı. ABD'deki ilk toplantı ise 1957 yılında Georgia eyaletinde bulunan St. Simons Adasında, Ford Vakfı'nın $30,000 mali desteği ile gerçekleştirilmiştir. Ford Vakfı 1959 ve 1963 yıllarındaki toplantılara da fon sağlamıştır.
Bilderberg toplantıları üç kez de Türkiye'de yapılmıştır. Bilderberg toplantıları 18–20 Eylül 1959’da İstanbul Yeşilköy’de, 25–27 Nisan 1975’te İzmir Çeşme'de Altın Yunus Otel'de ve 31 Mayıs-3 Haziran 2007 yılında yine İstanbul'da Ritz Carlton Otel'de yapılmıştır. Daha önceki toplantılarda ortalama 4 kişiyle temsil edilen Türkiye'nin 2007'deki toplantıya 13 katılımcı ile iştirak etmesi özellikle Bilderberg toplantılarının katılımcılarının dünya düzenini kendi çıkarları doğrultusunda belirlemek gibi gizli bir gündemi olduğu iddiasında bulunan çevreler tarafından oldukça anlamlı bulunmuştur. Basına yansıyan bu on üç kişilik listede şu isimler yer almıştır: Bilderberg Türkiye Daimi Temsilcisi Mustafa Koç, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, UNDP Başkanı Kemal Derviş, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ile başkan yardımcıları Ümit Boyner ve Cem Duna, eski TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu, eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Ayşe Soysal, Coca-Cola İcra Kurulu Başkanı Muhtar Kent, eski Dışişleri Bakanı ve Işık Üniversitesi Öğretim Üyesi Emre Gönensay, gazeteci Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand.
Toplantılar yaklaşık 18 ülkenin her birinden ikişer adet üyenin katılımı ile oluşturulan kalıcı komite tarafından düzenlenmektedir. Resmi olarak belirlenen görevlileri arasında komite başkanı dışında onursal genel sekreterlik de vardır. Üyeler arasında ise daimi komite üyeliği dışında özel bir üyelik kategorisi bulunmamaktadır. Ayrıca bir danışma kurulu olmakla birlikte bu üyeliğin üstünde ve ya dışında bir kategori değildir.
Bilderberg, dünyanın yönetimi ve küreselleşme konusunda her yıl farklı ülkelerde toplantılar yapar. Toplantılar son derece gizli şartlarda ve özel ortamlarda yapılır. Toplantıları genellikle her yılın Mayıs ayının son haftasına denk gelmektedir. Katılanlar yaklaşık üç günlük toplantı süresince dış dünya ile bağlantılarını koparmak zorunda kalıyorlar.
Katılanlar toplantılarda neler konuşulduğu değil nelerin gündeme geldiği hakkında bile herhangi bir bilgi vermekten kaçınırlar. Örgütün üyesi olanların dışında hiçbir gazeteci veya yazar toplantıya alınmaz. Üye olanlar da dışarıya bir şey sızdırmazlar. Dolayısıyla medyanın toplantıların içeriği hakkında herhangi bir bilgi edinmesi mümkün değildir.
Bilderberg toplantılarının ana amacı dünya siyaseti üzerinde önceden programlamalar yapmak ve projeler geliştirmektir. Konuşulacak ve tartışılacak konular önceden tespit edilir. Ama bu tespiti örgüt hiyerarşisinin üst kademesinde yer alanlar yapar. Katılanlar ise sadece görüş beyan ederler. Fakat katılımcılar sayıca çok olduğundan görüş beyan etme süresi oldukça kısadır. Konuştuğu konuda uzman olanlara 5, uzman olmayanlara 3 dakika konuşma süresi tanınır. Süre kontrolü ışık sistemiyle yapıldığından kimse süresini aşma imkanı bulamaz. Buradan anlaşılan karar mekanizmasında yine üst kademeyi oluşturanların sözleri birinci derecede etkili olmaktadır. Katılanlar ise siyaset sahnesinde ilerleyebilmek için kararları uygulama zorunluluğu duyduklarından kendilerinden isteneni yapma dışında bir seçenek bulamamaktadırlar. Alınan kararlar herhangi bir şekilde yazılı veya görsel kayda geçirilmez. Herkes kararları aklında tutmak ve yeri geldiğinde hatırlamak zorundadır.
Bilderberg toplantılarına katılan üst düzey devlet adamları da, alınan kararları, kendi ülkeleri aleyhine olsa da uygularlar.
Bilderberg Grubu zaman içinde üye sayısını bayağı artırmış ve etki alanını genişletmiş, diğer gizli örgütlerle de muhtemelen işbirliği içinde olduğundan, hepsi güçlerini belli bir noktada birleştirmektedirler.
Pekiii BİLDERBERG 'in ülkemizdeki durumu nedir? Türkiye'de son 50 yıldır başa geçen ünlü politikacılarımızın birçoğunun Bilderberg üyeleri arasında adları geçtiği gibi, bazıları ile ilgili toplantılara katıldığına dair medyaya yansımış bilgiler de bulunmaktadır. Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel 1975'te Türkiye'de, Çeşme'de düzenlenen toplantıya, Mesut Yılmaz'ın da 1990'da New York'ta düzenlenen toplantıya katıldığı bilinmektedir.
Yine Bilderberg çalışmalarıyla ilgili araştırmalarda geçtiğine göre 1995 toplantısına Hikmet Çetin, akademisyen Prof. Dr. Şerif Mardin ve Cem Boyner, 1996 toplantısına eski bakanlardan Emre Gönensay ve Merkez Bankası başkanı Gazi Erçel, 1997 toplantısına eski bakan Vahit Halefoğlu, Sabah gazetesinin sahibi Dinç Bilgin, Enka Holding'ten Sinan Tara, Prof. Dr. Üstün Ergüder, 1998 toplantısına İktisadi Kalkınma Vakfı başkanı Meral Gezgin Eris, Koç Holding'ten Suna Kıraç, Özelleştirme İdaresi başkanı Uğur Bayar, emekli büyükelçi Gürbüz Aktan ve Dışişleri bakanı İsmail Cem, 1999 toplantısına Hürriyet gazetesinin Ankara temsilcisi Sedat Ergin, Merkez Bankası başkanı Gazi Erçel, TÜSİAD başkanı Erkut Yüceoğlu ve Koç Holding'ten Suna Kıraç, 2000 toplantısına Sosyal İşler Komisyonu üyesi ve dönemin NTV yöneticisi Nuri Çolakoğlu ve TÜSİAD üyesi Muharrem Kayhan, 2001 toplantısına Gazi Erçel, emekli büyükelçi Özdem Sanberk, 2002 toplantısına ise Kemal Derviş ile birlikte birkaç kişilik bir ekip katıldı. Bunların dışında da katılımların olduğu bilinmektedir. İşadamı Selahattin Beyazıt'ın daimi üye sıfatıyla her sene katıldığı da medya kaynaklarında belirtilmekte, O'nun dışında da birçok daimi üye bulunmaktadır.
Aydınlık gazetesinin yayınladığı bir listeye göre Bilderberg'in Türkiye üyeleri şu kişilerdir: Selahattin Beyazıt, Şarık Tara, Bülent Eczacıbaşı, Jak Kamhi, Sakıp Sabancı, Mehmet Emin Karamehmet, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Erdal İnönü, Mesut Yılmaz, Hikmet Çetin, İsmail Cem, İlter Türkmen, Kemal Derviş.
Ancak, bu arada Bilderberg toplantısının kendi iç hiyerarşisi açısından daimi üyelik, üyelik ve herhangi bir toplantıya katılma arasında farklar mevcuttur. Bununla birlikte, toplantılara katılmak da grupla bir bağ kurmayı ve siyasi sahnede grubun kararlarına ters düşecek tutumdan kaçınmayı beraberinde getirir.
ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, dünyadaki bir çok örgüte olduğu gibi Bilderberg'in de üyesidir. Eski büyükelçi Coşkun Kırca, Kissinger'in bu örgütlerdeki rolü hakkında şunları söylüyor: "Katılanların birçoğu zaten katılmadan önce kendi memleketlerinde o tür platformlara uygun görüşler dillendirmiş insanlardır ve önemli insanlardır. Bu toplantılar onların katılmasıyla önem kazanıyor. Mesela Henry Kissinger zaman zaman katıldı bu tür toplantılara ama Henry Kissinger bu toplantıların dışında da konuştuğu zaman zaten söylediklerine önem atfedilir... Dolayısıyla Henry Kissinger'in bu toplantılara katılması toplantılara önem katar."
Bilderberg'in Türkiye'ye yönelik çalışmalarından da Henry Kissinger'in sorumlu olduğu iddia edilmektedir.
Araştırmacı-Yazar Erol BİLBİLİK bu grubu şöyle özetliyor:
" Uluslararası dev tröstler adına dünyayı yöneten üç gizli örgüt vardır.
Bu yapılanmanın en üst örgütü Dış İlişkiler Konseyi (CFR), onun bir alt örgütü Üçlü Komisyon (TC) ve bunun bir alt örgütü de Bilderberg Grubu (BG)’dur.Her üç örgütün de Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Japonya’dan olmak üzere toplam beş bine yakın üyesi vardır.
Türkiye’nin Bilderberg Grubu‘na mensup yaklaşık 40′a yakın yaşayan üyesi vardır. "
Bilderberg’in kurucusu Hollanda Prensi Bernard ve sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger, Bilderberg kurallarını anlatırken ;
“Batı’nın etik ve kültürel değerlerini paylaşmayı ve savunmayı’ şart koşulduğunu, katılımcıların finans dünyasının önde gelenleri, işadamları, siyasiler, ticari örgütler, diplomatlar ve medya mensuplarından oluşacağını belirtmiştir. Aynı yazar ‘Bilderbergin aslında Amerikan sermayesinin ve elitinin, CIA’in Avrupa ayağı olduğunu, bu gizli teşkilatın ülkelerin kaderleriyle ilgili çok gizli kararlar aldığını, Türkiye’nin kaderinin de bu toplantılarda tayin edildiğini anlatır. (Dünyayı yöneten gizli örgütler- Erol Bilbilik)
"Türkiye’yi uzun dönem yöneten pek çok kişi Bilderberg üyesi olarak kalmıştır. 1950’li yıllardan sonra pek çok iç ve dış politikayı Türkler değil, Bilderberg, CFR ve Trilateral Komisyon Üyeleri belirlemiştir.’
Süleyman Demirel Cumhurbaşkanlığı’na, Bülent Ecevit ve Mesut Yılmaz ise Başbakanlığa Bilderberg toplantıları sonrasında yürümüştür…
Bülent Erandaç' da Takvim gazetesinde, Bilderberg toplantılarına katılan Türk’lerden ve küresel efendilerin ‘derin ilişkilerinin’ Türkiye ayağından örnekler vermiştir.
"1995: Toplantıya katılan Cem Boyner parti kurdu.
1996: Toplantıya katılan Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel ile Dışişleri Bakanı EMRE GÖNENSAY yurda döndü, 4 gün sonra hükümet düştü.
GAZİ ERÇEL, 28 Şubat darbe hükümetlerinde Merkez Bankası Başkanı idi. Türkiye’nin yaşadığı en büyük krize giden günlerde paranın rotasını çiziyordu.
1998: Toplantısına katılan merhum Dışişleri bakanı merhum İSMAİL CEM de parti kurdu.
2002: Kemal Derviş, Dünya Bankası’nı bıraktı, 3 Mart 2001’de Ecevit Hükümetinin Ekonomi Bakanı oldu.
2004 yılından itibaren, Koç Holding Yön. Kur. Başkanı MUSTAFA KOÇ’un liderliği başlamıştır.
2007 yılı Türkiye için çok önemli bir yıl olmuş, Bilderberg toplantısı da İstanbul’da yapılmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimi, 27 Nisan e-muhtırası, Hudson darbe toplantıları da o yıl olmuştur.
(Banu AVAR )
2013 yılı Bilderberg Toplantısı na Türkiye den Ali Babacan, Şafak Pavey (CHP Milletvekili), Mustafa Koç (Koç Holding), Haluk Dinçer (Sabancı Grubu), Aslı Aydıntaşbaş (Gazeteci), Soli Özel (Gazeteci).
2014 yılı Bilderberg Toplantısı na Türkiye'den Mustafa Koç: Koç Holding Başkanı, Umut Oran: CHP Genel Başkan Yardımcısı, Nilüfer Göle: Sosyolog, öğretim üyesi, Ümit Taftalı: İnan Kıraç Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Cengiz Çandar: Gazeteci.
Küresel sorun ve çözüm önerilerinin tartışıldığı 2015 yılı toplantısının gündeminde, istihbarat, siber güvenlik, kimyasal silah ve terör tehdidi, Avrupa stratejisi, küreselleşme, Yunanistan, İran, Ortadoğu ve Rusya olmuş, toplantı Avusturya'nın Tirol bölgesinde yapılmıştır.
Toplantıya, aralarında cumhurbaşkanı, başbakan, ekonomi bakanları, milletvekilleri, medya patronları, teknoloji devleri, bankacılar ve düşünce kuruluşlarından önemli isimlerin bulunduğu 22 ülkeden 140 civarında misafir katılmıştır.
2015 yılı Bilderberg Toplantısı na, Türkiye'den, CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, CHP'den milletvekili seçilen İlhan Kesici, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Google ve Twitter'in Türkiye'deki avukatı Gönenç Gürkaynak, gazeteciler Nuray Mert ve Soli Özel ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Genel Direktörü Ahmet Üzümcü katılmıştır.
SONUÇ: Dünyanın nereye gittiğini, bu gidişatta ülkelere, kurumlara ve kişilere dağıtılacak rolleri öğrenmek ve şifreleri çözmek istiyorsak Bilderberg toplantılarını ve katılanları iyi izlememiz gerekiyor.